Ceza Avukatı – Ağır Ceza Avukatı – Görevleri
Ceza Avukatı ceza yargılamasında vekil ya da müdafi olarak görev yapan avukatlara denir. Türkiye’deki avukatlık mesleğinde resmi bir yasal branşlaşma olmamasına rağmen, ceza hukuku konusunda uzmanlaşmış hukukçular genellikle “ceza avukatı” veya “ağır ceza avukatı” gibi terimlerle tanımlanır. Bu terimler, halk arasında veya internet üzerinde sıkça kullanılır ve ceza hukukuyla ilgili davalara odaklanan avukatları ifade eder. Yazımızın devamında, anlaşılabilirdik açısından bu terimlerden biri olan “ceza avukatı” kavramını kullanacağız. Bu terim, ceza hukukuyla ilgili davalara odaklanan ve müvekkillerini bu alanda temsil eden avukatları tanımlar. Bu şekilde, halk arasında yaygın olarak kullanılan ve anlaşılabilir bir terim olan “ceza avukatı” kavramını kullanarak devam edeceğiz. Ceza Hukuku Temel İlke ve Kavramlar Ceza hukuku, bir toplumun kurallarını korumak, suç işleyenleri cezalandırmak ve genel olarak kamu düzenini sağlamak amacıyla oluşturulan bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, suç işleyenlerin davranışlarının toplum üzerindeki etkilerini düzenler ve adaletin sağlanmasını amaçlar. Temel Kavramlar Suç ve Suçsuzluk: Ceza hukukunda, suç işlemek olarak tanımlanan eylemler belirli bir ceza öngörülen yasalara aykırı davranışlardır. Suç işlemek, suç unsurlarının varlığıyla birlikte gerçekleşir. Suçsuzluk ise suç işleme eyleminin gerçekleşmediği durumu ifade eder. Ceza ve Cezalandırma: Ceza, suç işleyen kişiye yasalara göre uygulanan yaptırımlardır. Cezalandırma ise suç işleyenin ceza alması ve topluma zarar verme eğiliminde olan davranışlarının engellenmesi amacıyla gerçekleştirilir. Suç ve Ceza Teorileri: Ceza hukukunda bir dizi teori bulunmaktadır. Bunlar arasında caydırıcılık teorisi, öç alma teorisi, toplumu koruma teorisi ve rehabilite etme teorisi gibi çeşitli yaklaşımlar bulunmaktadır. Ceza Hukukunda Önemli İlkeler Hukuk Devleti İlkesi: Hukuk devleti ilkesine göre, herkes yasalar önünde eşittir ve yasaların üstünlüğüne tabidir. Devletin yetkileri yasalarla sınırlıdır ve yasalara uygun olarak hareket etmek zorundadır. Masumiyet Karinesi: Masumiyet karinesi, bir kişinin suçlu olduğuna dair kanıt sunulmadıkça o kişinin masum olduğunu kabul eder. Yargılama sürecinde suçluluğu kanıtlanana kadar herkes masum sayılır. Hakkaniyet İlkesi: Ceza hukukunda hakkaniyet ilkesi, cezalandırma kararlarının adil ve makul olmasını sağlar. Hakkaniyet İlkesinde Ceza, suçun ciddiyeti ve suçlunun durumu gibi faktörlere göre belirlenir. Ceza Avukatı Nedir ve Görevleri Nelerdir? Ceza avukatları, ceza hukuku alanında uzmanlaşmış hukuk profesyonelleridir. Görevleri, suç işlediği iddia edilen veya suçlanan kişilerin yasal temsilini üstlenmek ve onların haklarını savunmaktır. Ceza avukatlarının rolleri ve görevleri, suçlama aşamasından tutuklama, mahkeme süreci ve ceza infazına kadar uzanan bir yelpazede değişebilir. Ceza avukatları, ceza yargılamasında vekil ya da müdafi olarak faaliyet gösteren hukuk profesyonelleridir. Toplumda “ceza avukatı” olarak tanımlanan bu uzmanlar, ceza davalarında savunma yaparak kişilerin haklarını korur ve adil bir yargı süreci sağlarlar. Yasal olarak belirli bir “ceza avukatı” branşı olmamakla birlikte, ceza hukuku alanında uzmanlaşmış avukatlar bu rolü üstlenirler. Görevleri: Danışmanlık ve Temsil: Ceza avukatları, müvekkillerine hukuki danışmanlık sağlar ve onları adli süreç boyunca temsil eder. Bu, müvekkillerinin haklarını korumak ve en iyi savunmayı sağlamak için gereklidir. Duruşmalara Katılım: Ceza avukatları, müvekkillerini mahkemelerde temsil eder ve dava sürecinde savunma stratejilerini uygularlar. Bu, delilleri toplamak, tanıkları sorgulamak ve mahkeme karşısında müvekkillerini savunmak gibi faaliyetleri içerir. Anlaşma Yapma: Ceza avukatları, müvekkillerinin lehine olan anlaşmaları müzakere eder ve kabul edilebilir bir ceza veya anlaşma sağlamak için savunma stratejilerini belirler. Ceza İnfazı ve İtiraz: Ceza avukatları, müvekkillerinin aldığı cezalara itiraz etmek ve ceza infazı sürecinde onlara rehberlik etmek gibi süreçlerde de görev alabilirler. Ceza Avukatı Ne Yapar? Vekil ve Müdafi Olarak Hizmeti Ceza hukuku avukatları, hukuki […]
Read moreÇAPRAZ SORGU – DOĞRUDAN SORU YÖNELTME HAKKI
Çapraz sorgu; tüm delillerin iddia ve savunma tarafından ortaya konulup tartışıldığı, tanıkların ve sanığın iddia ve savunma tarafından sorgulandığı, hakimin yalnızca sorulara itiraz edilmesi halinde itirazı değerlendirmek üzere, sorguya dahil olduğu bir sorgulama yöntemidir. Çapraz sorgu Kıta Avrupası Hukuk Sistemi’nde ve Türk Hukuku’nda yer almaz. Anglo-Amerikan Hukuk Sistemi’ne özgü bir sorgulama yöntemidir. CMK 201. Maddesi ile yasa ile belirlenen kişilere mahkeme başkanı ya da duruşma savcısı aracı olmaksızın doğrudan soru yöneltme hakkı verilmiştir. Yasada belirtilen kişiler, duruşma disiplinine uygun olarak, mahkeme başkanı ya da duruşma savcısının müdahalesi olmaksızın duruşmaya çağrılan kişilere soru sorabilme hakkına sahiptir. Bu durum yalnızca, mahkeme salonunda gerçekleşebilir, Karakol’da benzer bir durumda yanınızda mutlaka bir ceza avukatı olmasını isteyin. Özel bir avukatınız yok ise, baro size ücretsiz avukat gönderecektir. Doğrudan Soru Sorma Hakkına Sahip Olan Kişiler Ceza Muhakemesi Kanunu’nda doğrudan soru sorma hakkı bulunan kişiler belirtilmiştir. Bu kapsam dışında kalanlar doğrudan soru sorma hakkını kullanamazlar. Hakim bu türden davranışları ile duruşma disiplinini bozan kişileri duruşma salonundan çıkartma hakkına sahiptir. CMK201/1: “Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler.” Doğrudan soru sorma hakkı tanınanlar: Cumhuriyet Savcısı Müdafii Vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat olarak sıralanmıştır. Doğrudan Soru Sorulabilecek Kişiler Duruşma salonunda bulunan herkese doğrudan soru sorulması mümkün değildir. CMK 201/1 (2.cümle): “Sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile soru yöneltebilir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, mahkeme başkanı karar verir. Gerektiğinde ilgililer yeniden soru sorabilir.” Doğrudan soru sorulabilecek kişiler: Sanık Katılan Tanıklar Bilirkişiler Duruşmaya çağrılmış kişilerdir. Sanık ve Katılanın Doğrudan Soru Sorabilme Hakkı Sanık ve katılana doğrudan soru sorma hakkı tanınmamıştır. Sanık ve katılan tanıklara, bilirkişilere ya da duruşmaya çağrılan diğer kişilere, mahkeme başkanı veya yargıç aracılığı ile soru sorabilmektedir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine mahkeme başkanı karar vermektedir. Uygulamada Doğrudan Soru Sorma Hakkı Doğrudan Soru Sorma hakkının hukukumuzda tümüyle işlerliğini kazandığını söylemek mümkün değildir. Uygulamada, yargıçların sorulara müdahale ettiği, sorulara ilişkin fikir beyan ettiği, soru ve cevapların tutanağa geçirilmediği görülmektedir. Ceza hukukunda maddi gerçeğin ortaya çıkarılması bakımından önem taşıyan doğrudan soru sorma hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi, ceza muhakemesinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesine ve müdafiinin etkin bir rol oynamasına yardımcı olacaktır.
Read more