ANLAŞMALI BOŞANMA ŞARTA BAĞLI OLARAK YAPILABİLİR Mİ?
Evlilik birliğinin anlaşmalı boşanma ile sona erdirilebilmesi için, boşanma davasında yetkili mahkemeye, anlaşmalı boşanma dilekçesinin yanı sıra, taraf vekillerince hazırlanan ve taraflarca imza edilen anlaşmalı boşanma protokolü de sunulmaktadır. İlgili mahkemeye sunulan protokolde, taraflar boşanma ve boşanmanın tüm sonuçlarına ilişkin olarak (nafaka, tazminat, velayet gibi) mutabakatlarını belirtmektedir. Anlaşmalı boşanma protokolünün hazırlanmasında, taraflara belirli oranda serbestlik tanınmış ise de boşanmanın kamu düzenini ilgilendiren yönü nedeniyle bu serbestlik sınırsız değildir. Anlaşmalı boşanma protokolü yasal sınırlara tabidir ve hakimin müdahalesine açıktır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2005/6126 E. 20005/7139 K. 02.05.2005 tarihli kararında, görülen anlaşmalı boşanma davasında satış ve devirlerin duruşma ile kesinleşme arasında yapılması, satışlar yapıldıktan sonra boşanma kararın kesinleşeceği yönünde hüküm kurulmasını hukuka aykırı bulmuştur. Yargıtay’a göre boşanma kararının kesinleşmesinin tarafların inisiyatifine bırakılması doğru olmadığı gibi, şarta bağlı boşanma kararının verilmesi de doğru değildir. Yargıtay’a göre protokole müdahalede bulunarak, şarta bağlı hükümlerde değişiklik yapılması sağlanmalıdır. Hakimin müdahalesi ile yapılacak değişikliklerin taraflarca da kabul edilmesi ile boşanma kararı verilebilir. Mahkemece gerekli müdahale yapılmaksızın şarta bağlı protokolün kabulü ile anlaşmalı boşanma kararı verilmesi hukuka uygun bulunmamıştır.
Read moreBOŞANMA DAVASI NASIL AÇILIR?
Evlilik birliğini sonlandırmak isteyen eşler, yetkili aile mahkemesine başvurarak boşanma dilekçesi sunmak suretiyle dava açmalıdır. Boşanma davası çekişmeli veya anlaşmalı olarak açılabilir. Boşanma sürecinin sağlıklı yürümesi ve sorun yaşanmaması için bu konuda uzman bir avukatın desteğine başvurulmasını tavsiye ederiz. Türk Medeni Kanununa göre boşanma davası iki şekilde açılabilmektedir. Bunlar yasada, anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davası şeklinde düzenlenmiştir. Boşanma davasının görülmesinde görevli mahkemeler Aile Mahkemeleridir. Boşanma davası açmak isteyen taraf, eşiyle birlikte son 6 ay içinde ikamet ettiği yerin bağlı olduğu adliyedeki aile mahkemesine gitmelidir. Yoksa dava, yetkisiz mahkemede açıldığı için hakim, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verir. Bu da dava sürecinin boş yere uzamasına yol açacaktır. Boşanma davası açmak için öncelikle boşanma dava dilekçesi yazılmalıdır. İnternet üzerinden yapılan aramalarda bugün boşanma dilekçe örneği, en çok arananlar içerisinde bulunmaktadır. Ancak her dilekçe örneği boşanma sebeplerinizi ve koşullarınızı ifade etmeye yeterli olmayabilir. Oysa dava dilekçesinde yaşadığınız olaylar ve boşanma sebepleriniz yer almalıdır. Dolayısıyla her davanın dilekçesi farklılık gösterir. Dava dilekçesinde eksiklik ve yetersizlik bulunması davayı kaybetmenize yol açar. İnternetten bulduğunuz ve sizi ifade etmeyen ve boşanma sebeplerinizi karşılamayan bir dilekçe hakim tarafından reddedilir. Bu nedenle konunun uzmanı bir avukat desteğine başvurmanızı önemle tavsiye ederiz. Açılacak boşanma davasında öncelikle dilekçede, kanunda sayılmış olan boşanma sebeplerinden en az birisinin yer alması gerekir. Türk Medeni Kanununda boşanmayı haklı kılan sebepler açıkça düzenlenmiştir. Yasada boşanma sebepleri, özel boşanma sebepleri ve genel boşanma sebepleri şeklinde ayrılmıştır. Yasada yer alan düzenlemeler arasında ‘zina, hayata kast ve pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması’ sayılabilir. Yasada sayılmış olan haklı boşanma sebeplerinden en biri hakkında gerçekleşmiş olan taraf, boşanma davası açabilir. Boşanma davası açmak isteyen davacı, boşanma davası dilekçesini yazarak yetkili aile mahkemesine verir. Mahkeme dava dilekçesini inceleyip, gösterilen boşanma sebeplerine bakar ve tensip tutanağı düzenler. Tensip tutanağında davacının ve davalının yapması gereken işlemleri belirtir ve bu tutanağı taraflara gönderir. Anlaşmalı boşanma dilekçemizi buradan inceleyebilirsiniz. Çekişmeli boşanma dilekçemizi buradan inceleyebilirsiniz.
Read moreMEDENİ KANUNDA BOŞANMA SEBEPLERİ NELERDİR VE HAKİM BOŞANMA DAVASINDA NELERE DİKKAT EDER?
Boşanma davası açıldığında davacı ve davalının öğrenmek istediği önemli bir husus da hakimin boşanma davasında nelere dikkat edeceği sorusunun cevabıdır. Bu konuda tarafların bazı hususları bilmesi önemlidir. Dava sürecinde hakim, boşanma davasına sebep veren olaylar ve bu olayların evlilikte nasıl meydana geldiği ve yaşandığı, bu olayların oluşumunda tarafların kusuru ve kusur oranı gibi konulara önem verir ve taraflara soru sorabilir. Boşanma davası hem davalı hem de davacı için gerek maddi gerekse manevi açıdan güç ve yıpratıcı bir süreçtir. Bu nedenle tarafların bu süreçte konunun uzmanı bir avukattan danışmanlık hizmeti almalarında fayda vardır. Hakim, tarafların dava dosyasına sunduğu boşanma sebeplerini inceler ve evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı ve devam edip etmeyeceği hususuna dikkat eder. Evlilik birliğinin temelini sarsan olaylarda hangi tarafın kusurlu olduğuna ve kusur derecesine dair değerlendirme yapar. Kusurun gerçekleşip gerçekleşmediği ve derecesi, hangi eşin kusurlu veya daha ağır kusurlu olduğu, boşanma talebinin, varsa maddi ve manevi tazminat taleplerinin sonucunu belirleyeceği için hakim bu hususlara dikkat eder. Hakim, boşanma sebebi oluşturan olayları aydınlatmak için araştırma yaparak taraflara soru sorabilir. Hakim dava sebebine göre soru soracaktır. Örneğin aldatma sebebiyle açılan boşanma davasında hakim, aldatmanın ne zaman, nerede kiminle yapıldığı, buna ilişkin delil olup olmadığı gibi konularda değişik sorular sorabilir. Görüldüğü gibi boşanma davasında hakim nelere dikkat eder sorusunun birden çok cevabı olabilir. Boşanma davasında ileri sürülen olaylara, delillere, tarafların durumuna ve talep konularına göre hakim gerekli gördüğü hususlara dikkat eder. Türk Medeni Kanununda, boşanma nedenleri arasında sayılmak suretiyle düzenlemede yer alan ‘hayata kast ve pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı’ gibi sebeplerle görülen boşanma davasında da hakim araştırma ve değerlendirmede bulunur. Akıl hastalığı sebebiyle açılan boşanma davasında hakim, tarafın akıl hastalığı olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumuna sevk ederek rapor alınmasını sağlar. Suç işleme sebebiyle açılan boşanma davasında hakim, tarafın gerçekten suç konusunda herhangi bir mahkumiyet kararı olup olmadığını araştırarak dosyayı tamamlar. Terk sebebiyle açılmış olan boşanma davasında hakim, Medeni Kanunda düzenlenmiş olan terk şartlarının gerçekleşmiş olup olmadığını araştırır. Dava sonunda hakim boşanmaya karar verirse, tarafların 18 yaşından küçük müşterek çocukları varsa velayet hususunu hükme bağlar. Hakim, çocuğun velayetinin hangi tarafa verileceğini hükme bağlarken, çocuğun yararını gözetir ve buna dikkat eder. Örneğin çocuğun bakılması, maddi ve manevi olarak daha iyi bir yaşam sürmesi, ruh sağlığı, eğitimi, arkadaşlarından ve okul çevresinden ayrılmaması gibi hususlara dikkat eder. Çocuk eğer kendini anlatabilecek yaşta ise hakim çocuğa, hangi ebeveynde kalmak istediğini sorar ve fikrini alır. Bu konuda tanık beyanlarını dinler. Hakim Aile Mahkemesi Pedagogundan rapor alınmasına karar verebilir. Hakim sonuçta bütün araştırma konularını tamamladıktan sonra, takdir yetkisini kullanır ve çocuğun velayetinin hangi tarafa verileceğini hükme bağlar. Çekişmeli boşanma davasında geçimsizlik sebeplerini ve kusuru ispatlamak gerekir. Bu nedenle daha uzun ve karmaşık süreçtir. Çekişmeli boşanma davasında hakim nelere dikkat eder sorunun cevabı birden fazladır. Hakim, boşanma sebebi olarak gösterilen olayların gerçekleşip gerçekleşmediğine, kusura ve kusur derecesine dikkat eder. Anlaşmalı boşanma davasında hakim nelere dikkat eder sorunun cevabı daha kolay olmaktadır. Hakim tarafların neden boşandığına bakmaya gerek duymamaktadır. Ancak tarafların mahkeme huzurunda boşanmak istedikleri ve bu konuda anlaştıkları hususunda beyanlarını alır. Hakim taraflara boşanma hususunu ve evlilik birliğinin sona ermesinin maddi ve manevi bütün sonuçları konusunda anlaşıp anlaşmadıklarını […]
Read moreANLAŞMALI BOŞANMADAN SONRA VELAYET TALEBİ
Evliliklerin anlaşmalı boşanma ile sona erdirilmesi esnasında taraflar arasında velayet konusunda uyuşmazlıklar ortaya çıkabilmektedir. Ancak tarafların anlaşmalı boşanabilmesi için boşanmanın tüm sonuçları için anlaşmaya varılmış olması gerekmektedir. Müşterek çocukların velayeti de tarafların anlaşmaya varmış olması gereken konular biridir. Bu nedenle anlaşmalı boşanmada velayet hangi tarafa bırakılmış ise diğer tarafın rızası ile bırakılmıştır. Anlaşmalı boşanma sırasında velayeti kendi rızasıyla diğer tarafa bırakan eşin; daha sonra bu hususta değişiklik yapılmasını isteme hakkı bulunmakta mıdır? Öncelikle belirtmek gerekir ki; velayet çocuğun üstün yararının esas alındığı kamu hukukuna ilişkin bir kurumdur. Dolayısıyla; velayetin çocuğun üstün yararı gözetilerek dava konusu edilmesi her zaman mümkündür. Anlaşmalı boşanma protokolünde çocuğun velayetinin bir tarafa bırakılmış olması, velayet değişikliği için bir engel oluşturmaz. Velayet talebinde bulunan tarafın, velayetin kendisine verilmesinde çocuğun üstün yararını olduğunu ispatlaması gerekmektedir. Velayetin değiştirilmesi davasında müşterek çocuğun yaşı ve mental gelişim durumu göz önüne alınarak müşterek çocuk bizzat dinlenecek ya da uzman yardımıyla rapor alınacaktır. Velayetin değiştirilmesi talebi, boşanmadan sonra ortaya çıkan somut olgulara (hakaret, fiziksel şiddet) gibi dayanıyorsa, bu olguların da çeşitli delillerle ispatı gerekmektedir.
Read moreANLAŞMALI BOŞANMADAN SONRA TAZMİNAT TALEBİ
Evliliklerin anlaşmalı boşanma ile sona erdirilmesi sonrasında, bazı durumlarda taraflarca yeniden talepte bulunulmakta, tazminat, nafaka, velayet konularına ilişkin yeni uyuşmazlıklar ortaya çıkabilmektedir. Yargıtay, anlaşmalı boşanma ile tarafların anlaşmanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettikleri sonucuna ulaşmıştır. Yargıtay anlaşmalı boşanma sonrasında manevi tazminat talebine ilişkin bir kararında, boşanma kararının kesinleşmesi sonrasında, artık manevi tazminat talebinde bulunulamayacağı, zira taraflar arasındaki mali ihtilafların nihai olarak çözüldüğü tespitinde bulunmaktadır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2011/11544 K. 2012/25372 T. 19.10.2012 tarihli kararında: “Davacının manevi tazminat talebi, davalının evlilik birliğinde sadakat yükümlülüğünü ihlal etmiş olmasına dayanmaktadır. Tarafların anlaşmaları üzerine Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiş, boşanma kararı 27.09.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma kararı tarafların anlaşmalarına dayandığına göre, davacının boşanmadan sonra, boşanma sebebiyle artık manevi tazminat talep etmesi mümkün değildir. Çünkü böyle bir durumda tarafların boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettikleri kabul edilir. Bu itibarla anlaşmalı boşanmadan sonra artık boşanma sebebiyle tazminat istenemez. Bu bakımdan dava reddedilmelidir. Bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır” hükmü yer almaktadır.
Read moreANLAŞMALI BOŞANMADAN SONRA NAFAKA TALEBİ
Evliliklerin anlaşmalı boşanma ile sona erdirilmesi sonrasında, taraflar yeniden talepte bulunabilmekte, talep sonucunda tazminat, nafaka, velayet konularına ilişkin yeni uyuşmazlıklar ortaya çıkabilmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu anlaşmalı boşanan taraflardan birinin yoksulluk nafakası talebinde bulunması sonucunda bu hususu değerlendirmiş hem yoksulluk hem iştirak nafakasına ilişkin tespitlerde bulunmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/836 E. 2013/306 K. 06.03.2013 tarihli kararında: “Hukuk Genel Kurulu’nun çoğunluğunca, tarafların boşanma sırasında nihai olarak anlaştıklarını bildirdikleri ve nafaka isteğinden feragat edildiği, davacının bu beyanında açıkça yoksulluk nafakasından söz edilmemiş ise de kendisini bağlayacağı, anlaşmalı boşanmanın kesinleşmesi ile istenebilecek tek nafakanın çocuklar için iştirak nafakası olduğu somut olayda, davacının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünden bahisle nafaka isteyemeyeceği, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu benimsenmiş ve bu nedenle direnme kararının onanması gerekmiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 06.03.2013 gününde yapılan ikinci görüşmede oy çokluğu ile karar verildi.” Denmektedir. İlgili kararda, açıkça feragat edilmemiş olsa dahi boşanma sonrasında yoksulluk nafakası talep edilemeyeceği (yoksulluğa düşen eşe ödenen nafaka), iştirak nafakasının ise (çocuklara ödenen nafaka) istenebileceği tespiti yapılmıştır. Yargıtay açık bir feragat beyanı aramadığı gibi, yoksulluk nafakası hususunda herhangi bir istisnaya da yer vermemiştir. Yargıtay kararı çoğunluk kararıyla verilmiş olup; tartışmalı bir karardır. Nafaka yükümlüsü olacak eş bakımından hukuk güvenliğini sağlaması ve eşi sürekli bir nafaka tehdidinden koruması bakımından isabetli görülebilecek karar, yoksulluk nafakasının boşanma sonrasına ilişkin bir nafaka türü olması bakımından ise tartışmalıdır.
Read moreANLAŞMALI BOŞANMA PROTOKOLÜNÜN KAMU DÜZENİNE UYGUN OLMASI
(ANLAŞMALI BOŞANMA PROTOKOLÜNDE VELAYET VE KİŞİSEL İLİŞKİNİN GENİŞLETİLMESİ TALEBİYLE DAVA AÇILMAYACAĞI KARARLAŞTIRILAMAZ-YARGITAY KARARI) Evlilik birliğinin anlaşmalı boşanma ile sona erdirilebilmesi için, boşanma davasında yetkili mahkemeye, anlaşmalı boşanma dilekçesinin yanı sıra, taraf vekillerince hazırlanan ve taraflarca imza edilen anlaşmalı boşanma protokolü de sunulmaktadır. İlgili mahkemeye sunulan protokolde, taraflar boşanma ve boşanmanın tüm sonuçlarına ilişkin olarak (nafaka, tazminat, velayet gibi) mutabakatlarını belirtmektedir. Anlaşmalı boşanma protokolünün hazırlanmasında, taraflara belirli oranda serbestlik tanınmış ise de boşanmanın kamu düzenini ilgilendiren yönü nedeniyle bu serbestlik sınırsız değildir. Tarafların boşanma protokolünde nafaka, tazminat ve velayet gibi konularda karar verebilme serbestisi bulunsa da protokolde yer alan bu kararların kamu düzenine aykırı olmaması gerekmektedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/16444 E. 2014/1866 K. 04.02.2014 tarihli kararında, anlaşmalı boşanma protokolünde, kamu düzenine aykırı, kişilerin anayasal haklarını ihlal eden düzenlemeler yapılamayacağı, protokolde böyle düzenlemeler yer alıyorsa, ilgili maddelerin mahkeme hakimince gerekli değişikliklerin yapılmasının istenmesi, yapılmadığı takdirde, davaya çekişmeli boşanma davası olarak devam edileceğini belirtmektedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/16444 E. 2014/1866 K. 04.02.2014 Tarihli Kararında: “Taraflar, kural olarak bir sözleşmenin içeriğini, kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler. (TBK. m. 26) Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı hükümsüz olur. (TBK. m. 27) Borçlar Kanunu’nda yer alan, sözleşme özgürlüğüne getirilen genel nitelikteki bu sınırlamalar, boşanma anlaşmaları için de evleviyetle geçerlidir. Çünkü Borçlar Kanunu Türk Medeni Kanunu’nun beşinci kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır. (TBK. m. 646) O halde hakim, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı ve konusu imkansız olan hükümler taşıyan bir boşanma protokolünü esas alarak boşanma kararı veremez ve böyle bir protokolü tasdik edemez. Taraflarca düzenlenip hakime sunulan, hakim tarafından da “aynen tasdikine” karar verilen protokolde; tarafların karşılıklı boşanma davalarında aşağıdaki şartlarla anlaştıkları belirtildikten sonra; “kocanın eşi aleyhine açtığı boşanma davasından feragat edeceği, kadının açtığı boşanma davasını işbu protokoldeki koşullar çerçevesinde kabul edeceği; müşterek çocukların velayetinin anneye verileceği, çocuklarla baba arasında protokolde gösterilen günlerde ve saatlerde kamuya açık mekanlarda ve gözetim altında kişisel ilişki tesis edileceği, bunun dışında çocuklar on sekiz yaşını bitirinceye kadar babanın internet, telefon veya sair olanakları kullanarak iletişim kuramayacağı veya tesadüfü olarak şahsi münasebet tesis edemeyeceği, yine çocuklar ergin oluncaya kadar velayet hakkının anneden alınması veya kaldırılması ve kişisel ilişki süresinin genişletilmesi için talepte bulunmayacağı, çocuğun babaannesi ve halasının, babaya tanınan süre zarfında çocuğu görebilecekleri, babanın çocuklar için anneye protokolde gösterilen miktarlarda iştirak nafakası ödeyeceği, tarafların birbirlerinden maddi ve manevi tazminat olarak herhangi, bir talepte bulunmayacakları, şahsi eşyaları da dahil olmak üzere eşyalarını paylaştıkları, birbirlerinden bu hususta herhangi bir hak ve alacak talep etmeyecekleri” belirtilmiştir. Protokolde yer alan “velayetin kaldırılması ve kişisel ilişkinin genişletilmesi davası açılamayacağına” ilişkin medeni hakları kullanmaktan feragate ilişkin taahhütler, medeni hakları kullanma ehliyetinden önceden vazgeçme niteliğinde olup, Medeni Kanunu’nun 23’ncü maddesine ve çocukların yüksek yararlarına açıkça aykırıdır. Bu hükümler olmaksızın ortak irade ile boşanmanın gerçekleşmeyeceği açıkça belli olduğuna göre, içerdiği şartlardaki kısmi hükümsüzlük boşanma protokolünün tamamını hükümsüz kılar. Bu şekildeki düzenlemenin bir sebebi olsa bile, boşanma tarafların ortak iradelerine dayandığından bu sebebin varlığı ve doğruluğu araştırılamayacaktır. Anlaşmalı boşanma talebiyle kendisine başvurulan eşler […]
Read moreAnlaşmalı Boşanma Nedir?
BOŞANMA Boşanma Davası Boşanma; karı ve kocanın geçerli bir şekilde kurulmuş olan evlilik birliğinin hukuki bir kararla tamamen sona erdirilmesidir. Geçerli bir şekilde kurulmuş olan evlilik yasal boşanma sebepleri mevcut ise aile mahkemesinde anlaşmalı veya çekişmeli boşanma davası açılarak ancak hakim kararı ile sona erdirilebilir. Boşanma davasının açılması ile birlikte müşterek çocuk söz konusu ise çocuğun velayeti, nafaka, maddi-manevi tazminat, mal paylaşımı gibi boşanmanın eki niteliğinde olan hukuki sorunların da çözülmesi gerekmektedir. Aile mahkemesi, boşanma davası yargılaması sonucunda boşanma kararı verdiğinde, mal paylaşımı dışındaki diğer tüm çekişmeleri ortadan kaldıracak nitelikte bir karar vermelidir. Mal paylaşımı davası ise boşanma davasının kesinleşmesinden sonra veya boşanma davası ile aynı zamanda açılsa bile ayrı bir dava şeklinde yürütülmelidir. Boşanma Davası Türleri 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununa göre boşanma davası iki şekilde açılabilir: 1-Anlaşmalı Boşanma 2-Çekişmeli Boşanma Anlaşmalı Boşanma 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için belirli şartlar getirmiştir. Bu şartlar şunlardır: 1- Evliliğini anlaşmalı boşanma yolu ile sonlandırmak isteyen eşlerin öncelikle en az bir yıl evli kalmış olmaları gerekmektedir.(Bir yıldan daha kısa süren evliliklerde anlaşmalı boşanma davası öncelikli olarak çekişmeli olarak açılır sonrasında ise taraflar boşanma ve ferileri üzerine anlaşmaya vardıklarına dair protokolü mahkemeye dilekçe yoluyla bildirmesiyle birlikte çekişmeli yargı, anlaşmalı boşanmaya dönüşür.) 2- Anlaşmalı boşanmak için eşler, maddi ve manevi tüm hukuki sonuçlar üzerinde uzlaşma içerisinde olduklarını hazırlanacak olan anlaşmalı boşanma protokolü içerisinde bildirmeleri gerekmektedir. 3- Anlaşmalı boşanmalarda eşlerin davaya katılmaları zorunludur. Bu zorunluluğun sebebi eşlerin, anlaşmalı boşanma protokolü içerisinde verdikleri bildirileri hâkimin teyit etmesi gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma davasında eşler mahkemeye bir boşanma gerekçesi göstermek zorunda değillerdir. 1 yıl evli kaldıktan sonra iki eş de boşanmak istediklerini belirttiğinde hâkim boşanma kararı vermek zorundadır. Boşanmak isteyen eş, evlilik birliği içerisinde son altı ay içerisinde ikamet ettiği yerde bulunan Aile Mahkemesine boşanma istemiyle dava açabilir. Eşlerin altı aydan daha uzun bir süredir farklı yerde ikamet etmesi durumunda ise; boşanma davası davalının bulunduğu yer mahkemesinde açılmalıdır. Bu davalarla ilgilenen görevli mahkemeler, Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise; boşanma davası Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılmalıdır. Anlaşmalı boşanmalarda gerekli belgelerden birisi de boşanma protokolüdür. Anlaşmalı boşanma protokolünün içinde aşağıdaki maddelerde yer alan şartlar bulunmalıdır: 1- Tarafların boşanma kararı verdiklerine dair birbirine uygun iradeleri bulunmalıdır. 2- Tarafların ev eşyaları da dahil her türlü konuda anlaşmaları gerekmektedir. 3- Anlaşmalı boşanma davasında taraflar birbirinden nafaka istemezse, hâkim nafaka bağlamaz. Bu nedenle tarafların birbirinden nafaka talebi olup olmadığı, varsa miktarı protokolde açıkça yazılmalıdır. 4- Müşterek çocuk/çocuklar varsa velayetin kime verileceği konusunda tarafların anlaşması gereklidir. 5- Taraflar birbirinden maddi-manevi tazminat talep ediyorlarsa miktarı protokole yazmalıdır; eğer tazminat talepleri bulunmuyorsa tazminat talebi olmadığını protokole […]
Read moreErkeğe Yoksulluk Nafakası Ödenir Mi?
Yoksulluk nafakası TMK’nun 175. Maddesinde düzenlenmiştir. TMK’nuun 175. Maddesine göre: “ Boşanmayla yoksulluğa düşecek taraf; kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için, diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” Yoksulluk nafakası, anlaşmalı boşanmalarda tarafların müşterek iradesine göre belirlenirken, çekişmeli boşanmalarda belli kriterler dikkate alınarak mahkemece takdir edilmektedir. Genellikle kadınlar tarafından alındığı bilinen yoksulluk nafakasının boşanma ile mali güçlüğe düşen erkeklerce de talep edilebilecek midir? Öncelikle yasanın bu konuda herhangi bir ayrım yapmadığını, “boşanma yoksulluğa düşecek taraf” demekle yetindiğini belirtmek gerekir. TMK yoksulluk nafakasının ödeneceği eşin kadın ya da erkek olmasına göre bir ayrım yapmamaktadır. Yasa, nafaka alacak eşin boşanma ile mali güçlüğe düşecek olması ve kusurunun daha az olmasını yeterli görmektedir. Erkeğe nafaka ödenmesine ilişkin Yargıtay içtihatları da yasayla uyum içindedir. Öyle ki Yargıtay 20.09.2016 tarihli kararında, erkeğe 250 TL ödenmesine hükmeden yerel mahkeme kararını, nafaka miktarını az bularak bozmuş, artırılmasına hükmetmiştir. Yargıtay’ın anılan kararında boşanan kadının aylık 9.000 TL geliri bulunmaktayken, boşanan erkek işsizdir ve mali bakımından güç durumdadır. Yargıtay somut durumu değerlendirerek aylık 250 TL nafakanın az olduğuna hükmetmiştir. Erkeğe nafaka ödenmesi ile ilgili yeni yazımızı buradan okuyabilirsiniz.
Read moreBoşanma Davası Nasıl Açılır?
Boşanma davaları tarafların boşanma ve sonuçları üzerinde anlaşmalarına bağlı olarak ikiye ayrılmaktadır. Taraflar boşanma ve boşanmaya bağlı sonuçlar üzerinde anlaşmış ise; anlaşmalı boşanma; bu hususlarda mutabık değillerse çekişmeli boşanma yolunu izleyeceklerdir. Bu yazımızda çekişmeli boşanma davalarının nasıl açıldığını inceleyeceğiz. Öncelikle çekişmeli boşanma davası açmak için boşanma istemini ve gerekçelerini dile getiren bir dava dilekçesi hazırlanması gerekir. Dava dilekçesinde, boşanma sebebi, ile boşanmaya ilişkin nafaka, velayet, tazminat gibi ek taleplerin belirlenmesi önem taşır. Dava dilekçesinde tarafların nüfus ve adres bilgileri de yer almalıdır. Çekişmeli boşanma dava dilekçesi için buraya tıklayıp bir örnek indirebilirsiniz. Hukuk Muhakemeleri Kanunu dava dilekçesinin unsurlarını 119. Madde ile belirlemiştir. Maddede sayılan unsurlarda eksiklik bulunması davanın devamında sorun yaşamanıza, bazı hallerde ise; hakimin belirlediği süre içerisinde eksikliğin giderilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına neden olur. Davayı hangi mahkemede açacağınız da ihtimam gösterilmesi gereken bir husustur. Boşanma davasını eşlerden birinin yerleşim yeri ya da eşlerin son altı aydır birlikte yaşadıkları yer aile mahkemesinde açmak gerekir. Yetkili mahkemenin bulunduğu yerde aile mahkemesi yok ise; dava asliye mahkemelerinde açılacaktır. Gerekli harçlar yatırılarak dava dilekçesinin mahkemeye sunulması ile dava açılmış olur. Boşanma davalarında, boşanmaya neden olan vakıaların ispatı, ispata yarar delillerin hangi sürede ve nasıl mahkemeye sunulacağı, taleplerin detaylandırılması hukuki bilgi ve birikim gerektirmektedir. Uygulamada avukatlık mesleğine mensup olmayan kişilerce hazırlanan dilekçeler ile davalar açılmakta ve boşanan kişiler ciddi hak kayıplarına uğramaktadır. Boşanma sürecinde ve sonrasında yasanın tanıdığı tüm haklardan yararlanabilmek için dava sürecini bir avukatla birlikte takip etmekte büyük fayda vardır. Çekişmeli boşanma ile ilgili daha detaylı bilgi almak isterseniz çekişmeli boşanma makalemizi okuyabilirsiniz.
Read more