MİRASTA DENKLEŞTİRME NEDİR, NASIL YAPILIR?

Ağu 28

Mirasta denkleştirme, miras bırakanın sağlığında mirasçısının ondan karşılıksız olarak aldığı malları (aynen ya da nakden) geri vermesi ve bunların miras paylaşımında dikkate alınmasıdır. Mirasta denkleştirmenin amacı, miras bırakanın sağlığında mirasçılardan biri lehine yaptığı karşılıksız bir kazandırma sonucunda mirasçılar arasındaki bozulan dengenin düzeltilmesi, başka bir deyişle mirasçılar arasındaki eşitliğin sağlanmasıdır. Miras bırakan tarafından yapılan kazandırmanın denkleştirmeye tabi olabilmesi için aşağıdaki şartlar gerçekleşmelidir: Miras bırakanın yaptığı kazandırma karşılıksız (ivazsız) bir kazandırma olmalıdır. Kazandırma sağlar arasında (ölüme bağlı bir kazandırma değil) yapılmış olmalıdır. Kazandırmanın konusu miras bırakanın mal varlığı olmalıdır. Kazandırma, lehine kazandırma yapılan yasal mirasçının yasal miras payından mahsup edilmek üzere yapılmalıdır. Denkleştirmeye tabi olacak kazandırmalar, mirasçının ekonomik bağımsızlığını kazanmasına, refahını yükseltmesine hizmet eden kazandırmalardır. Denkleştirmeye tabi kazandırmalara; düğün hediyesi ya da çeyiz verme, borcunu ödeme, mal varlığı devretme, kuruluş sermayesi verme (şirket kurma, işletme açma) gibi kazandırmalar örnek verilebilir. Denkleştirmeye tabi olmayan kazandırmalar ise; hayatın olağan akışı içerinde makul sayılabilecek, mirasçının maddi durumunda önemli değişikliklere neden olmayacak kazandırmalardır. Denkleştirmeye tabi olmayan kazandırmalara; evlenme sırasında yapılan olağan harcamalar, eğitim masrafları ve makul hediyeler örnek verilebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 669. Maddesi’nde: “Yasal mirasçılar, miras bırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlar arası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler. Miras bırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir mal varlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi miras bırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça, denkleştirmeye tabidir.” hükmü yer almaktadır. Mirasçı denkleştirmeye tabi olan kazandırmaları doğrudan geri verebilir ya da miras payından mahsup ettirebilir. Denkleştirme yapılırken, kazandırmanın denkleştirme günündeki değeri dikkate alınır ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre yapılır.

Read more

BOŞANMA DAVASI SIRASINDA ALINABİLECEK TEDBİRLER

Ağu 21

  Boşanma davası esnasında, eşlerin ve müşterek çocukların boşanma sürecinden zarar görmesi ihtimal dâhilindedir. Türk Medeni Kanunu boşanma gerçekleşene dek meydana gelebilecek maddi ve manevi zararları engellemek üzere bazı geçici tedbirler düzenlemiştir.   Türk Medeni Kanunu’nun 166. Maddesi’nde: “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.” hükmü yer almaktadır.   MAL VARLIĞI HAKKINDA ALINABİLECEK TEDBİRLER (İHTİYADİ TEDBİR) Boşanma davalarında mal varlığı hakkında tedbir alınması kaldırılmıştır. Mal varlığı hakkında alınacak tedbirlerin mal ayrılığı davaları kapsamında yer alması sebebiyle, bu tedbir talepleri boşanma davasının görüldüğü aile mahkemesi tarafından reddedilmektedir. Mal varlığı hakkında bir tedbir alınmasını isteyen eş malların tasfiyesi konulu davada tedbir talebinde bulunabilir. Boşanma davasının görüldüğü mahkemeden istenilen ihtiyadi tedbir talepleri mahkeme tarafından reddedilmektedir.   KONUT HAKKINDA ALINABİLECEK TEDBİRLER (KONUTUN EŞE ÖZGÜLENMESİ) Boşanma davası açıldığı sırada herhangi bir geliri olmayan eş, mülkiyeti diğer eşe ait olan evin, boşanma davası sonuçlanana kadar kendisine özgülenmesini isteyebilir. Uygulamada ortak konutun ihtiyaç sahibi eşe özgülendiği görülmektedir. Özgüleme isteyen eşin kusuru, konutun özgülenmesi yönünde tedbir kararı verilmesi hususunda önem arz etmez. Başka bir deyişle boşanmada kusurlu olan eş de, ihtiyaç durumunda konutun kendisine özgülenmesini talep edebilir.   NAFAKA HAKKINDA ALINABİLECEK TEDBİRLER (TEDBİR NAFAKASI) Mahkeme, davanın açılmasından davanın sona ermesine kadar geçen sürede ihtiyaç sahibi eş ve müşterek çocuklar lehine makul miktarda tedbir nafakası ödenmesine karar verebilir. Tedbir nafakasının icraya konu edilmesi mümkündür. Eşlerin cinsiyetinin ve kusur durumunun tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir önemi bulunmamaktadır.   VELAYET HAKKINDA ALINABİLECEK TEDBİRLER (GEÇİCİ VELAYET) Velayete ilişkin karar, boşanma kararıyla birlikte verilmektedir. Ancak, boşanma sürecinde çocukların durumunun netliğe kavuşması, resmi işlemlerde kolaylık sağlanması açısından dava sonuçlanıncaya kadar çocukların velayetinin eşlerden birine verilmesi talep edilebilir. Mahkeme, geçici velayet verilmeyen eşin hangi gün ve saatlerde müşterek çocuğu görebileceğine ilişkin geçici bir hüküm tesis ederek bu husus hakkında da hüküm verir.

Read more