Gıyapta (Yoklukta) Tutuklama Kararı
Kural olarak şüpheli ya da sanığın yokluğunda tutuklama kararı verilemez. Ancak Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 248. Maddesinde yurt dışında bulunan kaçaklar bakımından yoklukta tutuklama kararı verilmesine imkan tanınmıştır. Kural olarak, şüpheli veya sanığın yokluğunda tutuklama kararı verilmesi mümkün değildir. Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) bu konuda net hükümler içermektedir. Ancak, CMK’nın 248. maddesi, yurt dışında bulunan ve kaçak durumunda olan kişiler için gıyapta tutuklama kararı verilmesine olanak tanımaktadır. Bu madde, istisnai bir durum oluşturur ve belirli şartların sağlanması halinde devreye girer. Gıyapta Tutuklama Kararı Hangi Durumlarda Verilir? Yurt Dışında Bulunan Kaçaklar İçin: Şüpheli veya sanığın yurt dışında bulunması ve kaçak durumda olması halinde, gıyapta tutuklama kararı verilebilir. Bu durum, özellikle uluslararası suçlar ya da ağır cezalara konu olan dosyalarda uygulanmaktadır. Tutuklama Talebinin Reddedilmesi ve İtiraz Durumu: Eğer tutuklama talebi mahkeme tarafından reddedilmişse ve bu ret kararına karşı Cumhuriyet savcılığı tarafından itiraz edilmişse, şu senaryolar gündeme gelir: Tutuklama talebini ilk kez reddeden mahkeme, kendi kararını kaldırabilir ve tutuklama kararı verebilir. Bu durumda, şüpheli ya da sanığın yokluğunda tutuklama kararı verilmiş olur. Mahkeme, ilk kararını kaldırmaz ve dosyayı itiraz merciine gönderirse, itiraz mercii de yoklukta tutuklama kararı verebilir. Yakalama Kararı Çıkarılması Durumu: İtiraz merci, gıyapta tutuklama kararı verebileceği gibi, şüpheli veya sanık hakkında yakalama kararı da çıkarabilir. Bu durumda, hakkında yakalama kararı çıkarılan kişinin yakalanmasının ardından sorgusu yapılır. Sorgu sonucunda, şüpheli ya da sanığın tutuklanmasına veya serbest bırakılmasına karar verilir. Tutuklama Talebi Hakkında Tutuklama talebi mahkemece reddedilmiş ve ret kararına karşı cumhuriyet savcılığına başvurulmuş ise; tutuklama talebini ilk seferde reddetmiş olan makam bu kararını kaldırarak tutuklama kararı verebilir. Bu halde tutuklama kararı, şüpheli ya da sanığın yokluğunda verilmiş olur. Tutuklama talebini reddeden makamın, itirazı yerinde görmeyerek dosyayı üç gün içerisinde itiraz merciine göndermesi halinde, itiraz mercii de yoklukta tutuklama kararı verebilecektir. (CMK 271) İtiraz üzerine mercii gıyapta tutuklama kararı verebileceği gibi, şüpheli ya da sanık hakkında yakalama kararı da çıkartabilir. Bu halde hakkında yakalama kararı çıkarılan şüpheli ya da sanığın sorgusu yapıldıktan sonra tutuklanması ya da serbest kalmasına karar verilecektir. Yasada açıkça düzenlendiği üzere, genel kural tutuklama kararının gıyapta verilmemesidir. Ancak; Yurt dışında bulunan kaçaklar için, Tutuklama talebinin reddi kararına itiraz edilmesi ile, talebi ilk kez reddeden merciin verilen ilk kararını kaldırması sonucunda, Tutuklama talebinin reddi kararına itiraz edilmesi durumunda, talebi yerinde bulmayan ilk karar merciinin dosyayı itiraz merciine göndermesi ile itiraz mercii tarafından gıyapta tutuklama kararı verilebilmesi mümkündür. Gıyapta Tutuklama Kararına İlişkin Genel Kural Ceza yargılamasında genel kural, tutuklama kararının şüpheli veya sanığın huzurunda verilmesidir. Ancak, yukarıda belirtilen istisnai durumlar söz konusu olduğunda, yoklukta tutuklama kararı verilebilir. Bu istisnalar şu şekilde özetlenebilir: Şüpheli ya da sanığın yurt dışında bulunup kaçak durumda olması, Tutuklama talebinin reddi kararına itiraz edilmesi ve bu itiraz üzerine ilk kararın kaldırılması, Ret kararının itiraz merciine iletilmesiyle itiraz merciinin gıyapta tutuklama kararı vermesi Gıyapta Tutuklama Sürecine İtiraz Gıyapta verilen tutuklama kararına karşı itiraz edilmesi mümkündür. İtiraz süresi ve prosedürleri, Ceza Muhakemesi Kanunu‘nda belirtilmiştir. İtiraz sürecinde, hukuki bilgi eksikliğinden kaynaklanabilecek hak kayıplarını önlemek adına uzman bir avukat desteği almak büyük önem taşır.
Read moreMOBİL TELEFONUN YERİNİN TESPİTİ
Günlük hayatta yaygın olarak kullanılan mobil telefonlar, birçok olayın aydınlatılmasına vesile olmaktadır. Suçla ilgisi bulunan mobil telefonun yerinin tespiti, mobil telefonun konu edildiği koruma tedbirlerinden yalnızca biridir ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine yönelik tedbirlerden farklıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda mobil telefonun yerinin tespiti amacıyla denetlemeye alınması özel olarak yer almaktadır. Şüphelinin ya da sanığın yakalanabilmesi amacıyla mobil telefonun yeri, hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının kararı ile tespit edilebilir. İlgili kararda hangi telefon numarasına ilişkin tespit yapılacağı ve tespit işleminin süresi belirtilmesi gerekmektedir. Mobil telefonun yer tespiti, suç sınırlaması olmadan tüm suçlar bakımından uygulanabilir. Tespit süresi en çok üç aydır. Bu süre bir kereye mahsus uzatılabilir. Yer tespitinde kullanılacak telefon numarasının kime ait olabileceği hususunda kanunda bir açıklık bulunmamaktadır. Ancak tanıklıktan çekinebilecek kişiler ile, şüpheli ya da sanığın iletişiminin kayda alınması yasak olduğundan, tanıklıktan çekinebilecek kişilerin, mobil telefonun yer tespiti için de denetlenemeyeceği kabul edilmektedir. Sanık ya da şüphelinin müdafi açısından da aynı kural geçerlidir. Müdafi ve tanıklıktan çekinme hakkı olanlar dışındaki kimselere ait mobil telefonlarının yer tespitine konu olması bakımından ise; bu kişilerin şüpheli ya da sanıkla haberleştiğini gösterir somut olguların varlığı aranmaktadır. Başka bir deyişle; sanıkla haberleştiğine dair somut olguların varlığı halinde, (müdafi ve tanıklıktan çekinme hakkı bulunanlar hariç), şüpheli ya da sanık dışındaki kişilere ait mobil telefonların da yer tespiti yapılması mümkündür.
Read more
Yorumlar