CEZA MUHAKEMESİNDE İKRAR
Şüpheli veya sanık; ifade ya da sorgu sırasında gerçekleşen olay ile kendisine yüklenen suçlamayı kabul edebilir. Ceza hukukunda, şüpheli ya da sanığın üzerine atılı suçlamayı kabul etmesi “ikrar” olarak adlandırılmaktadır. İkrar, şüpheli ya da sanığın üzerine atılı suçlamanın doğrudan kabulü olduğundan, ceza yargılaması açısından önemli bir delildir. Her ne kadar ikrar önemli bir delil ise de, ceza yargılamasının sonucunu tek başına belirleyebilecek etkiye sahip değildir. Hukuk muhakemesinde tarafların ikrar ettiği durumlar çekişmeli olmaktan çıkar ve artık ispatı gerekmez. Ceza muhakemesi bakımından ise; durum tersinedir. Ceza muhakemesinde yan delillerle doğrulanmayan, maddi gerçeklikle uyuşmayan soyut ikrara dayanılarak sanık hakkında mahkumiyet kararı verilemez. Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2005/1716 E. 2016/19 K. 23.01.2006 tarihli kararında, ikrarın yan delillerle desteklenmesi gerektiği, aksi halde ikrarın tek başına mahkumiyet hükmü verilmesi için yeterli olmadığı belirtilmiştir. Bu durumlarda yanınızda mutlaka bir Ceza avukatı olması önerilmektedir. Ceza avukatları, ikrarın doğru ve adil bir şekilde değerlendirilmesi sürecinde kritik bir rol oynar. Ceza avukatları, müvekkillerinin haklarını korumak için hukuki bilgi ve deneyimlerini kullanarak, ikrarın hukuka uygunluğunu ve özgür iradeye dayandığını sorgular ve değerlendirir. Ayrıca, ikrarın yan delillerle desteklenip desteklenmediğini ve hayatın olağan akışına uygun olup olmadığını inceleyerek, müvekkilinin adil bir yargılama süreci geçirmesini sağlar. Ceza hukukunda ikrar da tüm deliller gibi hakim tarafından serbestçe değerlendirilecektir. İkrarın baskı altında ya da başka bir kimsenin suçunu üstlenmek gibi çeşitli nedenlerle gerçekleşmiş olması mümkündür. Hakim öncelikle, ikrarda bulunan sanığın özgür iradesiyle hareket edip etmediğini ve beyanın ciddiyetini araştırır. Sanık özgür iradesiyle hukuka uygun biçimde suçu ikrar ediyor ise; ikrarın başkaca delillerle desteklenip desteklenmediği, hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı değerlendirilmeli ve hukuka uygun biçimde karar verilmelidir. Ceza Muhakemesinde ikrarın hükme etkisi değerlendirilirken; Sanığın özgür iradesiyle ikrarda bulunup bulunmadığı, Sanığın beyanlarının ciddiyetinin farkında olup olmadığı, Sanığın ikrardan dönüp dönmediği, İkrarın başkaca delillerle desteklenip desteklenmediği İkrarın hayatın olağan akışına uygunluğu İkrarın bilimsel verilerle örtüşüp örtüşmediği dikkate alınmalıdır.
Read more