BOŞANMA DAVALARINDA TANIK DELİLİ!

Ağu 19

              Boşanma davalarında, tarafların özel yaşamına dair birçok ayrıntı tartışılmaktadır. Bu davalarda yaşanan olayların ispatı büyük önem taşımaktadır. Boşanmaya esas olan olaylar çoğunlukla kişilerin ev yaşamında ve özel hayatlarında gerçekleşir. Bu durum yaşanan olayların ispatını zorlaştırır. İnternet yazışmaları, hastane raporları, kredi kartı ekstreleri vb. sair somut delillerin olmadığı ya da var olan delillerin desteklenmesi gerektiği durumlarda “tanık delili”ne başvurulur. Eşler arasında yaşananlara doğrudan şahit olan kişilerin beyanları bu hususta önem arz etmektedir. Boşanma davasında, davaya konu olan olaylara doğrudan şahit olan ve tarafsız olduğu düşünülen kişilerin seçilmesi önemlidir. Tanıklar mahkeme huzurunda doğrudan şahit oldukları olayları net bir biçimde anlatmalı ve aktarmalıdır. Başkaca somut bir delil bulunmayan ve tanık delilinin de güçsüz olduğu boşanma davaları taraflar açısından olumsuz sonuçlanabilmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/69 E. 2013/1427 K. 02.10.2013 tarihli kararında tanık beyanlarını yetersiz görmüş ve yerel mahkemece verilen boşanmanın kabulü yönündeki kararı bozmuştur: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/69 E. 2013/1427 K. 02.10.2013 Tarihli  Kararı: “Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ortak hayatı sürdürmelerinin eşlerden beklenmeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının tanık anlatımları ile ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır. Yerel mahkemece dinlenen davacı tanıkları arasında somut anlatımda bulunan B. S. ifadesinde; “Onur benim arkadaşımdır. Düğünlerine gelemedim ancak düğünden 2-3 ay sonra eşim ile birlikte evlerini ziyarete geldik. Evlerinde kalmayı da düşünüyorduk. Eve geldiğimde Onur’un mutsuz olduğunu gördüm. Bir ara davalı mutfaktayken Onur da yanına gitti. Bir homurdanma sesi ve onunla birlikte bir tabağın kırılma sesini duyunca mutfağa doğru yöneldim, lavabonun yerini sordum, bu arada davalının Onur’a hitaben ‘bıktım senin misafirlerinden Allah belanı versin’ şeklinde hitap ettiğini duydum, bunun üzerine yarım saat kadar oturduktan sonra kalkıp gittik…” şeklinde anlatımda bulunmuş; tanık olarak dinlenen davacının annesi, yaşanan olayları oğlunun kendisine anlattığını, “kendisinin iki taraf arasında yaşanan olaylara şahit olmadığını” beyan etmiş, diğer davalı tanığı ise; “…evlerine bir kez gittiğimde evde gerginlik huzursuzluk olduğunu gördüm” şeklinde anlatımda bulunmuş olup davalı tanıkları da beyanlarında taraflar arasında herhangi bir tartışma ortamına şahit olmadıklarını ifade etmişlerdir. Bu itibarla, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle tanık B. S. tarafından anlatılan olaydan sonra evlilik birliğinin taraflarca devam ettirilmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.”

Read more