Evliliklerin anlaşmalı boşanma ile sona erdirilmesi sonrasında, taraflar yeniden talepte bulunabilmekte, talep sonucunda tazminat, nafaka, velayet konularına ilişkin yeni uyuşmazlıklar ortaya çıkabilmektedir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu anlaşmalı boşanan taraflardan birinin yoksulluk nafakası talebinde bulunması sonucunda bu hususu değerlendirmiş hem yoksulluk hem iştirak nafakasına ilişkin tespitlerde bulunmuştur.

 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/836 E.  2013/306 K. 06.03.2013 tarihli kararında:

“Hukuk Genel Kurulu’nun çoğunluğunca, tarafların boşanma sırasında nihai olarak anlaştıklarını bildirdikleri ve nafaka isteğinden feragat edildiği, davacının bu beyanında açıkça yoksulluk nafakasından söz edilmemiş ise de kendisini bağlayacağı, anlaşmalı boşanmanın kesinleşmesi ile istenebilecek tek nafakanın çocuklar için iştirak nafakası olduğu somut olayda, davacının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünden bahisle nafaka isteyemeyeceği, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu benimsenmiş ve bu nedenle direnme kararının onanması gerekmiştir.

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 06.03.2013 gününde yapılan ikinci görüşmede oy çokluğu ile karar verildi.” Denmektedir.

İlgili kararda, açıkça feragat edilmemiş olsa dahi boşanma sonrasında yoksulluk nafakası talep edilemeyeceği (yoksulluğa düşen eşe ödenen nafaka), iştirak nafakasının ise (çocuklara ödenen nafaka) istenebileceği tespiti yapılmıştır.

            Yargıtay açık bir feragat beyanı aramadığı gibi, yoksulluk nafakası hususunda herhangi bir istisnaya da yer vermemiştir. Yargıtay kararı çoğunluk kararıyla verilmiş olup; tartışmalı bir karardır. Nafaka yükümlüsü olacak eş bakımından hukuk güvenliğini sağlaması ve eşi sürekli bir nafaka tehdidinden koruması bakımından isabetli görülebilecek karar, yoksulluk nafakasının boşanma sonrasına ilişkin bir nafaka türü olması bakımından ise tartışmalıdır.